21 Aralık 2010 Salı

elektrik sorunu

Bu konuyu yazıp yazmamakta çok kararsız kaldım hatta 2 defa yazmaya başlayıp yarım bıraktım.

Sebebine gelince benim arazi de elektirik yok tam sınır dan yüksek gerilim hattı geçiyor ama tedaş tarım amaçlı elektiriği kablo masrafını ve tarladaki bağlantıyı sizin yapmanız şartı ile elektirik bağlamak zorunda olduğu kanunen belirtilmiş olsa da trafo ve hatlara yük bindirmemek için direk masraflarını da size yüklüyor. Tabi bunu resmen yapmıyor elimde uygun trafo yok direk yok gibi bahanelerle geçiştiriyor. İşin içine trafo ve direk te girince size elektrik bağlama işi 10 000 leri geçen bir rakam olarak karşınıza çıkıyor. Çünki direk dikilmesi ve trafo kurulması akım kesici bağlatmanız şar bunuda kendiniz yapamayacağınız dan bir firma ile anlaşmanız şart .

Böyle olunca insan ister istemez bir araştırmaya giriyor. Her şeyi benzin motorlu aletlerle yapmaya çalışınca ortaya hem benzin kullanımı çıkıyor hem de karbon salınımı ve fiyatının elektirikliye göre 2 -3 katı olan aletler kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Benzinide öyle her benzinciye gidip ver şuradan 10 litre benzin diye alamıyorsunuz terör önlemi olarak size uygun olan karokolda bir belge doldurup o cıvardaki size uygun olan benzin istasyonunuda belirtip bir yazı alıp akar yakıtı oradan alabiliyorsunuz..

Yenilenebilir enerji konusu çok defa işlenilmiş ama hep iyi taraflarından alınmış hiç kötü yönleri işlenmemiş.

Rüzgar enerjisi:



Bu konuda yazılanları okuyunca insanın balıklama atlayıp yapası geliyor. Alabildiğine yeni bir konu malesef işin arka yüzü öyle değil. Bir kere rüzgarın kurulum yapacağınız yerde uygun olması gerekiyor. Sonra acaba en iyisini ve en ucuzunu nerden alabilirim? Sorusu işte orada durun hani elektriği bedava kullanacaksınız ya bu işi yapan firmalar sizin bedava elektiriğin bedelini en azından 10 yıllık miktarı peşin istiyorlar.

Ama verdikleri sistemin garantisi 2 yıl. Bir tek akü lerin garantisi 5 yıl o da üretici firmanın verdiği garanti yüzünden üstelik kullanacağınız cihazlar, ampuller de buna uygun olmalı. Az harcayan tip olmalı eski cihazlar ve aydınlanma araçları ile yarı yolda kalablirsiniz. Kullanılan mekanik aksamın kaç yıl dayanacağı bozulan, aşınan veya kırılan parçaların hangi fiyat a karşınıza çıkacağı meçhul.

Hadi kendim toparlayayım internette bir sürü kendin yap sitesinde tarifleri ve tanımları yapılmış parçalardan. Projeden yararlanayım dedim ama uzun süre kullanılabileceğine pek emin olmıyorsunuz.


Güneş pilleri :

Yeni teknoloji foto katalitik hücre ler yardımı ile elektrik elde etme. Aslında tek başına düşünülmemesi gereken rüzgar ve güneş pillerinin bir arada kullanılması daha uygun rüzgarın olmadığı zamanlarda elektriği takviyesini güneş pilleri ile yapmak ama sadece gündüzleri mümkün. Fiyatları mı eh onların da rüzgar güllerinden çok farkı yok 100 watt enrji üretenler 150 € dan başlıyor işinizi görmesi için en azından 4-5 tane almalısınız. Eger sadece hafta sonları araziye gidip çalışıyor 1 gece kullanmak size yetiyorsa bu seçenek fena değil ama devamlı kullanım ve kuyudan su çekmek birkaç elektirikli aleti bir arada kullanayım diyorsanız enerjiyi depolayacağınız akü maliyeti ve asıl olan 12, 24, 48 volt gibi bir doğru akım elde ediyor bunu 220 volt alternatif akıma çevirmek için invertör denilen cihazıda almak zorundasınız. Düşük akımlılar ucuz ama iş yüksek akıma gelince pamuk eller cebe.

8 Aralık 2010 Çarşamba

Zeytin

    Zetinlerle ilgili çok fazla birşey yaptığım söylenemez. zeytinlerin altındaki otları motorlu tırpanla biçmeye çalıştım diyorum çünkü.  Misina ile kartlaşmış otları biçmeye çalışmak imkansız gibi mutlaka çelik testere takmak gerekiyor.  Bende mayıs ayına kadar işlem yapmayınca tabiki otların tümü sertleşmişti. bende işi çapaya havale ettim.

Not: resmin üzerin deki tarih te hata var yıl 2010

  Bu arada araya başka bir konu ilava etmem istiyorum ben nisan ayında tartıya çıktığımda 123 kg gelmiştim. O tarihten sonra tartı ya küsmüş bir daha tartılmamıştım. şimdi 102 kg geliyorum. yeni resmimi de yüklemek isterdim ama.

   Araya  girmemin sebebi tarladaki işlemleri yaparken hiç yardım almamam her işi kendim yapmaya çalışıyorum bazen yetersiz kalsamda 1-2 saat te bitecek iş bazen 2 gün sürüyor.  Her işi kendim yaptığımdan nerde yanlış yaptığımı daha çabuk anlıyorum.  
  
   Mayıs ayında bahçe bakımına başlanırsa ancak bu kadar olur lafları gelecek ama.  şubat ayının başından mayıs ayının sonuna gelinmesi başka bir hikaye. Meyveli tepe nin tüm karşı çıkmasına rağmen ben kaolin kili yerine (Gölge tozu )  bileşimi sönmemiş kireç olan karışımı kullandım.  Satın almıştım ne yalan söyleyeyim çevremdeki bahçelerden daha iyi verim aldım. Zeytin kurdu oranı  %2-3 ü geçmez. kaolin kilini (Ensarın hediyesi 2011 de deneyeceğim. Zeytin sıkmaya gittiğimde de diğer sıkılan zeytinler le karşılaştırdığımda ürün kalitemin iyi olduğunu söyleyebilirim.

   Zeytin ağaçlarının  dibi çapalanırken bir yandan da artık oluşmaya başlamış olan zeytinleride koruma zamanı gelmiştir diyerek. sırt motoru ile (pompa demiyorum aküsü şarj edildikten sonra yaklaşık 200 litere sıvı atıla biliniyor.) Gölge tozunu uyguladım. Ağaçların altı çapalanıp temizlenirken çıkan otları uzaklaştırmak yakmak yerine  yine kendi altında toprağa karıştırmayı tercih ettim.
 
   Kompost hazırlamayı da ihmal edecek değildim ya çevresel şartları dikkate almadan o işe de el attım. Arazimin bitişiği hatta benimde yaklaşık 1500 metrekare si orman olduğunu dikkate almayınca benim kompost ve 3 traktör keçi gübresi önce mayıs böcekleri, farelere sonrada onları yemeye gelen domuzlara yataklık yaptı. Gerçi beni kompost yapmaya iten sebep dikilide oturduğum sitenin parklarında çıkan çimen atıklarının çöpe atılması idi.  Önümüzdeki yıl  (burası  yenilen takımın antrönörünün verdiği beyanata benzedi ama) çimenleri kompost yapmaya uğraşmadan direk ağaçların altına malç şeklinde döküp kuruduktan sonra da toprağa karıştırmak istiyorum.  En azında yukarda yazdığım yaratıklarla daha fazla karşılaşmak istemiyorum.  Ama şunu diye bilirim bu yaratıklar 2 ayaklı yaratıklardan daha az zarar veriyorlar.

 


  

7 Aralık 2010 Salı

Yeniden

   Almış olduğum  , tarla ile ilgili yaptıklarımı anlatmak için oluşturduğum bu günlük yeni bir boyut kazanmak üzere. üyesi olduğum Ağaçlar net üyelerinin bilgileri, bana gösterdikleri ilgi ve sabır için ne kadar  teşekkür etsem az dır.
   Yine ağaçlar net içinde oluşturulan Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği oluşumu üyesi olmaktan ve benim gibi bir acemi  çifçiyi içlerine kabul etmelerininden gurur duyuyorum.

   Yaptıklarımı bir kronoloji takip etmeden yazacağım için şimdiden özür dilerim. Fotograflamayıda elimde olanlarla idare edeceğim (malesef makinamı yazlıkta unutmuşum). 
   
    Kısaca yazayım da daha sonra devam ederim. ilk olarak tuttum hangi akla hizmetse zeytinlerin dibini sürdürdüm. Hani derler ya bir musibet bin nasihadden iyidir diye işte tam öyle oldu toprak yağmur lar la aktı (tarlam biraz meyilli)

    Sonra hiç hazırlık yapmadan. Gerçi ani gelişme sonucu idi 30 kadar meyva fidanı aldım Ödemiş e gitmek zorundaydım. Bademli fidancılar kooperatifinden aldım.  Gerçi hala 10 tanesi toprakla buluşamadı arığın içinde saksı ve torbaları ile duruyorlar. sebebine gelince toprağın 25 cm altı kireçli ve geniş çukur açıp toprak takviyesi yapmazsanız. fidanı kaybediyorsunuz. Benim gibi  acemilik yapıp 4  elma fidanını kaybettim. Tam kaybettiğim söylenemez de fidanların aşıları kurudu. yeniden aşılanacaklar.

 

11 Şubat 2010 Perşembe

yılgınlık ve karamsarlık

Daha önceki yazımda belirttiğim gibi başarısız girişimlerden sonra. Bir yılgınlık ve karamsarlık oluştu, her halde ben çok şey istiyorum, benden önce yapanlar çektikleri sıkıntıları yazmamışlardı. Ya da sıkıntı yaşamamışlardı.

Karamsarlığa kapılmamın pek çok nedenleri vardı en azında tapu aşamasına gelip tamam oldu dediğim de vaz geçme, pazarlığı bittiğini tamam bu sefer oldu dediğimde arkamdan olmaz daha fazla ver denip sıkıştırılmaya çalışılmam. Aslında iyi ki olmamış.

Arayış içinde olanlar için söyleye bileceğim ilk şey şu sakın ha internete verilen resimlere aldanmasınlar. resimler komşu tarlalar hatta uzaktan yakından alakasız resimleri bir yerlerde bulup ilana koyabiliyorlar veya özdeş isimli yerleri diğeriymiş gibi gösterebiliyorlar ve böyle yapmayı size fikir versin diye yaptık gibi pişkin cevaplarla karşılaşabiliyorsunuz.

Bu konuyu başka bir yazıya bırakayım. benim tarlayı internette önce resimsiz ilan olarak gördüm içindeki durumu yazan iyi bir metin yazarı olsa gerek ki. Kendimi Google Earth programının başında surasımı burasımı diye alan hesabı yaparken buldum. Yazılanlar tam benim istediğ gibi bir yeri tarif ediyordu. İlan vereni tanıyordum ve ilan verildikten 10-15 gün sonra arazinin resimleri yayınlandı. Resimleri inceledikten sonra tamam aradığımı galiba buldum dedim ve satıcıyı aradım. İlgilenen birkaç kişi daha var zaten onları gezmege götürdüğümde resimleri çektim diyince yine eyvah kaçırdık dedim. yazdan ağzımız yandı ya görmeden olmaz toprağı, yerin konumunu görecem ağaçları görecem. İşin içinde yolu suyu olmayan yerleri bile gösterdikleri için temkinli yaklaşıyorum.

Neyse konuşmadan 1 ay sonra gidebildim hala satılık gitiğimde baktımki komsu var ama kalan şahıs yok sadece ekmeye biçmeye gelip gidiyorlar bahçe olarak değil tarla olarak kullanıyorlar. kaldıkmı dağın başında tek başımıza ama tarlaya üst taraflardan çıkan bir pınardan boru ile su taşınmış ve yine temmuz, ağustos aylarında kuruyan yukardan çıkan pınarın beslediği minik bir dere var (kireç taşlarının sızıntısı vede geçtigi yerlerde toprağı oyup beyaz kayalar ortaya çıkmış Blog a bu adı vermeme sebep oldu.) Sondaj var demişlerdi ama sondaj filan yok. ama 7-8 m derinliğinde bir kuyu var küçük bir pompa ile suyu kullan dığınızda boşalıyor ama ertesi gün yeniden doluyor keson kuyu değil eski taş kuyu. Zaten yeraltı sularının kullanılmasına karşı olduğum için taleplerimi karşılıyor.

Kısa bir pazarlıktan sonra bekleme ve sindirme molası beni haberdar edin diyip ayrılma. bu arada kışın kaldığım Ankara ile tarlanın bulunduğu Bergamanın arası 700 km gittim gördüm geri döndüm 1 hafta sonra tekrar telofonlaşma tamam denince hadi bana yine yol göründü ama mutlu son.

10 Şubat 2010 Çarşamba

toprak aramak

  Arazi aramaya, ilk önce internetle başladım. sanırım 2009  şubat  sonuydu toprak ve dikilecek bitkilerin özellikleri. istekleri bakım için yapılması gerekenler.
  Tabi aslında bir yerlerden başlamak gerekiyor ama ülkemizin tarım politikasınada gönderme yapmadan yazıma devam edemiyeceğim.
  Tüm dünyada tarım artı değer yaratmış ve bu artı değer, diğer sektörlere kayarak bunları geliştirmiştir malesef ülkemizde tarım sektörü gelişmemekte üstelik  calışan sayısı ve ekilebilir alan miktarı giderek azalmakta. Ziraat mühendisleri (not: burada kendi dalında başarılı adımlar atmış ve kendini geliştirenleri yorumun dışında tutarak) Ülkede en düşük puanla girilen okul olarak görülen.  Bari ziraat fakültesine gitsin diye gidilen  ve gördükleri eğitimin haricinde her mesleği yapan (gerçi diğer mesleklerde de var ama) örnek uygulamalar yaparak cahil kalan çiftçiye  lider olacak kişiler malesef çok fazla değildir. Özelliklede oyalama eğitimi verilen meslek yüksek okulları.


  Neden böyle başlangıç yaptığımı sizler sormadan ben yazayım ege de binlerce hektar tarım arzisi boş hiç ekilmiyor. Ekseler de yapılan masraf biliçli yapılmadıgında işin tekniği hep göz ardı edilip  kulaktan dolma olduğundan. Yapılan masraf ürün bedelini anca karşılar hale gelmiş. Birde üreticinin elinde alınıp senet dahi verilmemiş söz ile alınan malın bedelinin üzerine yatılmış. toptancılar tarafındanda dolandırılmış. Devletin asalak olarak gördüğü yorgun cebi boş karnı aç çitçileri. artık daha önceden ektiği veya kendinden yetişen meyve ağaçlarının meyveleri değerlendiriyor. Yeni yapılanan bahçeler zeytinlikler ve meyvelikler hemen  hemen tümü köyün dışında yaşıyanlar.
  Bu olumsuzlukların içinde  topraklar  ekilmeden bomboş duruyor. Tabi bu  kadar da  negatif olmamalı mayıs haziranda boş yerlere girip otunu biçiyorlar otunu hayvan yemi yapıyorlar. Bir şeyler yapmaya çalışansa daha önceleri devletin verdiği destekleri kötü amaçlı kullanılmasından dolayı devede kulak desteklerle yada düşük gösterilen ama komisyon, sigorta, oda aidatı gibi. masraflarla yüksek faiz kullanma mecburiyetinde kalıyor.
  Ama siz müşteri olupta kullanmadıkları bir arazi almaya gidince gerçek degerinin en az 2-3 katını istiyorlar. Hatta yol su elektirik telefon gibi olması gerekenler varsa bu 5 katına çıkıyor değer kıstasım ne olduğunu soracaksınız ben bu tarihten 2-3 yıl önce mal sahibi olanların aldıkları degerlerin yüzde 10- 15 üzerinde bir değer bekliyordum. 
  Bir yaz mevsimini tarla gezmek köy gezmek pazarlıkla geçirdim